Hepimiz aynı rüyayı görüyor olabilir miyiz? Ünlü psikanalist Jung bu soruya evet yanıtını veriyor,  kolektif bilinç dışını insanlığa özgü psişik birikim olarak tanımlıyordu.  I. Dünya Savaşı patlak vermeden hemen önceki yıllarda Avrupa sanatında ve edebiyatında kıyamet tasvirleri çok yaygındı. Wasily Kandinsky 1912 yılında evrensel felaket üzerine yazmıştı. Ludwig Meidner 1912 ile 1914 yılları arasında yıkılmış şehirlerin, cesetlerin ve karmaşa sahnelerinin bulunduğu kıyamet peyzajları olarak bilinen bir dizi tablo resmetmişti. 1899’da Amerikalı ünlü medyum Leonora Piper gelecek yüzyılda büyük bir savaş olacağını öngörmüş, tinselciliğin gerçeklerini ortaya çıkarmıştı. Yapay zekâ, algoritmalar dünyası, iklim değişikliği, ekonomik kriz ve siyasi açmazların damga vurduğu bir çağda yaşıyoruz. Peki, bu çağın ortak rüyası nedir? Belki de Jodorowsky’nin dediği gibi rüyaları değiştirebilirsek gerçekliği de değiştirebiliriz.